Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı Bursa Temsilciliği Açıldı
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı Bursa Temsilciliği Açıldı
2022 yılını teşkilatlanma yılı ilan eden Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı illerdeki teşkilatlanmasını kurumsal yapıya dönüştürmeye devam ediyor. Bursa’da Mütevelli Heyet üyesi Fatih Acar ve Bursa Temsilcisi Hasan Günay öncülüğünde çalışmalar meyvesini verdi. Uzun zamandır çalışmalarına devam eden gönül erleri Bursa Temsilciliğini örnek bir mekâna kavuşturan çalışmayı tamamladılar.
Mütevelli Heyet Başkanı Hayrullah Başer, Genel Müdür Av. Ali Ay, Genel Sekreter Mehmet Öztürk ve Mütevelli heyet üyeleri ile bölge illerden gelen temsilci ve şube sorumlularının ve Bursa’daki dostların katılımıyla gerçekleşen açılışa ilgi yoğun oldu. Toplantı ve sunum salonu, proje odası ve yönetim odasıyla kullanışlı bir mekânın Bursa’nın ve medeniyetimizin inşasında görev alacak nesillerin hizmetine sunulduğu açılışta misafirler salonu doldurdu.
Bursa Temsilcisi iş insanı Hasan Günay’ın açılış konuşmasında; Afyon’un öncü abileri, Konya’nın fedakârları, İstanbul’un kahramanları üçlemesiyle ifade ettiği büyüklerden Hakka yürüyenlere rahmet okundu. İstanbul’un kahramanları ‘Vatansever Mustafa Gürses’ ve ‘Gözükara Hayrullah Başer’in açılışta hazır bulunması ise katılımcıları heyecanlandırdı.
Fatih Acar: “Önemli olan ilim, ahlak ve medeniyet hedefini gerçekleştirecek insan kaynağını yetiştirmektir.”
Teşkilatlanma çalışmalarında ve Bursa Temsilciliğinin açılışında büyük emekleri olan Mütevelli Heyet Üyesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Eski Müsteşarı ve eski SGK Genel Müdürü Fatih Acar coşkulu konuşmasıyla katılımcılara yoğun duygular yaşattı. Teşkilatı 40 yıl önce tanıdığını ve bu görevin bugüne kadar üstlendiği görevlerin en ağır ve önemlisi olduğunu ifade eden Acar, Vakfın bu yılı teşkilatlanma yılı ilan ettiğini, ancak bu görevin sadece belli kişilerin omzunda olamayacağını, bu amaçla Vakıf Mütevellisini Olağanüstü Genel Kurul toplantısına çağırdıklarını ve 81 ilde teşkilatlanma işinin kısa zamanda tamamlanacağını söyledi.
Heyecanına biraz zeval gelmiş arkadaşların heyecanını yeniden harekete geçirmek gerektiğini ifade eden Acar; binaların yapılabildiğini, önemli olanın bu binaları doldurarak, vatanına, milletine faydalı insanlar yetiştirmesine vesile kılmak, ilim, ahlak ve medeniyet hedefini gerçekleştirecek insan kaynağını yetiştirmek olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Akif Köte: “Hayatın, dinin, aklın, malın ve neslin muhafazasının Allah’ın bize yüklediği görevlerdir.”
Açılışa katılan ve veciz bir konuşma yapan Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Akif Köte ise, bu hareketin çok güzel bir hareket olduğunu, Kur’an’a göre harsı ve nefsi ifsat etmeye çalışan bir ekibin olduğunu, bu hareketin de bunu engellemeye çalıştığını ifade etti.
Hayatın, dinin, aklın, malın ve neslin muhafazasının Allah’ın bize yüklediği görevler olduğunu söyleyen Köte, neslin muhafazasının iyi insanlar yetiştirmekle olacağını, her yıl üniversiteye girenlerin, %10’unun gerekli kariyeri elde edebildiğini, bunun da %10’u yani 2500 civarında kişinin Türkiye ve dünya ölçeğinde hizmet edebilecek kapasiteye eriştiğini ifade ederek Vakfın asgari işte bu insanların yetiştirilmesine katkıya talip olması gerektiğini söyledi.
Mustafa Gürses: “Yeni nesille iletişimde usul ve yöntem belirlememiz gerekiyor.”
Vakfımızın Danışma Meclisi Üyesi, MÜSİAD Bursa eski başkanı, gönüllülük esaslı çalışmaların her zaman önderliğini yapan iş insanı Mustafa Gürses ise sözlerine ‘Allah’ım bize ölene kadar yaşamayı nasip et’ duası ile başladı.
Bunun ölünceye kadar kafa yormak, üretmek anlamına geldiğini söyleyen Gürses, yaşamanın evrelerinin olduğunu ama her evresinin değişimin gerçekleriyle birlikte kendini göstereceğini ifade ederek, 55 yıldır bu mücadelenin bir neferi olduğunu, ancak yeni nesille iletişimde usul ve yöntem belirlememiz gerektiğini söyledi.
Yeni nesle okumayı sevdirecek okuma çalışmaları yapmak için yeni iletişim yöntemleri belirlemek, okunması gereken kendi yayınlarımız haricinde külliyatlar belirlemek, yeni nesil soruları ve cevaplarını tespit etmek konularının önem arz ettiğini ifade eden Mustafa Gürses, bu yerin bu hizmetlerin aracısı olacağı temennisini belirtti.
Abdülkadir Hasbek: “Önemli olan güzel hareketlerin temelini inşa etmek.”
Sivas’tan katılan Abdülkadir Hasbek ise güzel konuşmadan çok güzel hareketin önemli olduğunu, Mustafa Gürses’in öğrencilik yıllarında başkasından borç alarak kendisine çay ısmarlayan kişi olarak hafızasında ve gönlünde yer ettiğini söyledi.
Mevlüt Evren: “Nostalji yerine geleceğe dönük faaliyetler planlamalıyız.”
İzmir’den katılan Mütevelli Heyet Üyemiz Mevlüt Evren ise 1960-70’li yıllarda mücadele vasıflarına sahip çok az insan olduğunu, buna rağmen bu mücadeleyi sürdürdüklerini hatırlatarak, şimdi daha çok fedakar insan bulma şansı olduğunu, o yüzden nostalji yerine geleceğe dönük faaliyetler planlamak gerektiğini belirtti.
Hayrullah Başer: “Bu milletin ufkunu açmayacaksak, bu binanın bir anlamı yok.”
Vakıf Mütevelli Heyet Başkanı Hayrullah Başer ise konuşmasına “Bu milletin ufkunu açmayacaksak, bu binanın bir anlamı yok.” diyen Başer, yıllar sonra yeniden kendisini vakfi hizmetlerde daha fazla çalışmaya sevk eden şeyin anlattı. Ankara’da bir camii inşaatı sonrasında birinin kendisine “Camiyi sıradan bir zengin de yaptırır.” ifadesini kullanması üzerine vakıf faaliyetlerinde aktif olduğunu belirten Başer, Anadolu Vakfı kimliğinin farkı olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Batı’nın sömürge ruhuna karşı fedakâr, imar edici bir ruh geliştirmek zorunda olduğumuzu, günlük politika yapan arkadaşlarımıza saygımızın sonsuz olduğunu ama kendilerinin günlük politikalar içinde yer almayacağını söyleyen Başer, ‘medeniyet kurma, medeniyeti inşa etme amaç ve donanımında arkadaşlarla yürümek durumundayız. Batı’nın rönesans-reform çağıyla yaşadığı aydınlanmayı, gerçek anlamda bir açılımı tevhid ekseninde biz yaşamalıyız.’ dedi.
Vahiy ve risalet çerçevesinde hareket ederek Müslümanları bir araya getirmek ve farklı fikir ve anlayıştaki insanları milletimize hizmet yoluna vakfetmek gayesinde olduklarını özellikle ifade etti. İşi ehline veren, barış ve kardeşlik iklimini hukuk çerçevesinde yasatabilen, adil, ahlaklı, erdemli insanlar olmamız gerektiğini söyledi.
Yusuf Has Hacip’in eserlerinde devletle vatandaşı karşılıklı konuşturduğunu, aynı görevi bizlerin üstlendiğini söyleyen Başer, konuşmasını “İbni Sina, Farabi, İbni Rüşt olmasa Aristo da olmazdı. Zira Batıya Aristo’yu anlatan da biziz, her zamankinden daha çok okumalıyız.” sözleriyle bitirerek, Bursa’daki bu gayretin açılıştan Anadolu’ya yayılacak tüm arkadaşlarımızca sürdürüleceği temennisinde bulundu.